top of page

Bir savaş ne zaman bitmiş sayılır?

Yazarın fotoğrafı: Çetin GürerÇetin Gürer

Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları PKK’nin kongresini ne zaman toplayacağı ve kendini ne zaman feshedeceği üzerine yoğunlaşmışken, “bir savaş ne zaman bitmiş sayılır” sorusu dolaşıp duruyor aklımda günlerdir. Bunun cevabını müthiş bir hikayede, ikinci dünya savaşı hikayesinde buldum.

Diğerlerine göre bugün hiç uzun olmayan bir yazım karşınızda. Kısa, fakat oldukça değerli bir hikayeyi, Japon Teğmen Onado Hiro’nun hikayesini okuyacaksınız. Arzu eden Newyork Times’ın şu linkinden daha detaylı da okuyabilir (Link). Onado’nun gerçek hikayesi uç bir örnek sayılabilir belki, fakat bir savaş ne zaman sona erer sorusu için muazzam bir gerçek yaşam öyküsü.

Onado, 1922 doğumlu Japon bir subay ve ikinci dünya savaşında Filipinler’in Lubang adasında görevlidir. Onado için ikinci dünya savaşı ikinci dünya savaşından tam 28 yıl sonra Mart 1974’te sona erer.


savaş ne zaman bitmiş sayılır onado hiro
Onado Hiro

Hikaye şöyle yaşanır. Amerikan askerleri, Şubat 1945’te Lubang adasını ele geçirince adadaki Japon askerlerinin büyük bir kısmı ya öldürülür ya da esir alınır. Onado ve üç arkadaşı ise ölümden ve esir düşmekten şans eseri kurtulur ve adanın ormanlık alanına kaçıp saklanır.

Devam eden birkaç ay içinde havadan atılan bildirilerde Japon komutanlar, savaşın bittiğini, Japonya’nın savaşı kaybettiğini ve sağ kalan veya saklanan askerlerin teslim olması gerektiğini söyler. Fakat Onado ve arkadaşları bunun iradelerini kırmaya dönük bir düşman oyunu olduğunu düşünüp bulundukları yerde kalmaya devam eder ve teslim olmayı reddeder.

Dört askerden biri, birkaç zaman sonra kaçıp teslim olur ve Japonya kamuoyu bu sayede Onado ve diğer askerlerin akıbetini ilk kez öğrenmiş olur.

Daha sonraki yıllarda aramalara devam edilir ve benzer biçimde bu kez akrabalarının mesajları ve resimleriyle birlikte yeni çağrılar grubun saklandığı bölgeye havadan atılır ve savaşın bittiği ve Amerikalılara teslim olmaları çağrısı yinelenir. Fakat nafile. Onado ve arkadaşları hiçbir surette teslim olmayı kabul etmez.

1954 yılına gelindiğinde, yani savaşın üzerinden 9 yıl geçtikten sonra kalan üç askerden bir tanesi hayatını kaybeder, 1972 yılında ise bir diğer asker, yerli köylülerin pirinç depolarına yönelik bir gerilla eyleminde hayatını kaybeder ve Onado bundan sonra tek başına saklanmaya devam eder.

1974 yılı Şubat ayında bir Japon öğrenci Suziki Norio, Onado’nun hikayesini öğrendiğinde hiç zaman kaybetmeden Lubang adasına gider ve yerini keşfedip Onado’yla görüşür. Suziki de savaşın bittiğini ve Japonya’nın savaşı kaybettiğini anlatır anlatmasına, fakat Onado, komutanının talimatı olmadan teslim olmayacağını söyler.

Japonya kamuoyu bu sefer, Onado’nun ikinci dünya savaşı sırasında komutanı olan Major Tanuguchi’yi aramaya koyulur ve komutan hızlı biçimde bulunur. Komutan Tanuguchi, Lubang adasına gider ve birinci ağızdan Onado’ya Japonya’nın savaşı kaybettiğini teyit eder. Bunun üzerine Onado, Mart 1974’te teslim olmayı kabul eder ve saklandığı yerden çıkar.

Onado teslim olduğunda üzerinde askeri üniforması ve yanında otomatik tüfeği, 500 adet mermisi ve bazı mühimmatların yanı sıra bir de Samuray’ların kullandığı Gunto kılıcı vardı. Bu kılıç, belirli askerlere verilen özel bir statüyü temsil eden bir kraliyet nişanıdır. Bu kılıca sahip askerler, bir onur sembolü olarak samuray askerlerinden biri sayılırdı.


gunto kılıcı bir savaş ne zaman bitmiş sayılır
Gunto Samuray Kılıcı

Onado ve arkadaşları saklandıkları dönemde yürüttükleri kimi gerilla eylemleri ile adada 30’dan fazla insanın ölümüne neden olmalarına rağmen, dönemin Filipin Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos, Onado’yu bağışlayarak herhangi bir ceza almadan ülkesine dönmesine imkan tanır.

Onado, Japonya’ya geri döndüğünde bir kahraman olarak karşılanır ve oldukça popüler bir isim olur. Daha sonra yayınladığı çarpıcı otobiyografisinde Onado, yıllarca neden saklandığını ve teslim olmayı kabul etmediğini Japonya’nın yıllarca yürüttüğü ve teslimiyeti imkansız hale getiren propagandaya referansla şöyle anlatır: “1944’te Lubang adasına vardığımda, Japon’ya için savaş iyi gitmiyordu ve Japonya’da herkesin ağzında ‘milyonlarca can onurları için hayatını veriyor’ cümlesi vardı. Bu cümle, Japon halkının teslim olmak yerine şerefiyle ölmesi anlamına geliyordu. Ben buna inandım ve benim yaşımdaki bir Japon’un buna kelimesi kelimesine inandığını düşündüm. Gerçekten tek bir Japon hayatta kalana kadar Japonya’nın teslim olmayacağına inandım”.

İşte bu nedenle Onado, Lubang adasına gelen ve Japonca konuşan arama ekibinin Amerika’lıların bir oyunu olduğunu sandı ve saklandığı yerden çıkmadı. Çünkü ona göre Japonya gerçekten savaşı kaybetmiş olsa tek bir Japon’un hayatta kalmaması gerekirdi. Yenilgiyi ve kaybetmeyi pratikte bir seçenek olarak dışlayan bir bakış açısıydı. Ama gerçekti.  

O yüzden ikinci dünya savaşı Onado Hiro için ancak Mart 1974’te bitebildi, oysa savaşı bitiren antlaşma 1945’te imzalanmıştı. Antlaşmalar sadece savaşı bitirir, peki barış nasıl sağlanır?


 

Not: Bu hikaye, Jörn Leonhard’ın “Savaşların Bitirilmesi Üzerine On Tez” adlı kitabında anlatılmaktadır.  

 
 
 

Comments


bottom of page